Çocuklarla Sağlıklı Sınırlar Neden Önemli?

Sınırlar yaşamımızın kaçınılmaz bir parçasıdır. Yaşadığımız dünyanın, ülkenin, şehirlerin, evimizin, bedenimizin sınırları vardır. Bu sınırlar aşıldığında ihlal edilmiş ve güvensiz hissederiz. Sınırlar alanımızı belirler, ne yapabileceğimizi ve yapamayacağımızı gösterir ve güvende hissetmemize yardımcı olur.

Çocuklar da doğdukları bu dünyayı keşfetmek isterler, sınırları deneyip aşabildikleriyere kadar götürmek isterler. Sınıra çarptıklarında hoşlarına gitmese de kapsandıklarını fark ederler. Belli bir alanda olduklarını ve güvende olduklarını hissederler. Sınırlar olmadığında her şey mümkündür, özgürdür ama aynı zamanda dışarıdan gelebilecek tehlikeler de mümkündür, o nedenle korkutucudur. Tam tersi sınırlar çok sert olduğunda ve çocuğun ihtiyaçlarına göre esnemediğinde özgürlüğün kısıtlandığı, kendini ya da dünyayı keşfedemediği ve sıkışıp kaldığı bir alan olması nedeniyle zorludur. Tam da burada sağlıklı sınırlar devreye girer, çocuğun ihtiyaçlarına uygun, özgürlüğe yer açan ama kapsayan sınırlar.

Sağlıklı sınırların olmasıyla çocuklar kendilerini düzenlemeyi, dış dünyanın engelleriyle baş etmeyi, başkalarına saygı duyabilmeyi, yaptıklarının sonuçlarını düşünebilmeyi, duygularını düzenleyebilmeyi, sorumluluk sahibi olabilmeyi öğrenebilirler.Bunun anlamı sağlıklı sınırlarda isteklere ya da duygulara sınır konulması değil davranışlara konulmasıdır. Duygular ve istekler her zaman ortaya çıkacağını ve doğal olduğunu kabul edip, çocukların bunları nasıl düzenleyebileceğini öğretmemiz gerekir. Örnek olarak amacımız çocuğumuzun hiç ekranla vakit geçirmeyi istememesi değil, istese bile bunu sınırlamayı ve ekranı kapattığında oluşan hayal kırıklığıyla baş etmesini öğrenmesidir. Bu sayede ileride yaşamın karşısına çıkardığı zorluklarla baş edebilir, çünkü istekleri ve duygularını kabul etmiş, isteklerini ertelemeyi ya da dönüştürmeyi, duygularını ise düzenlemeyi öğrenmiş olur.

Sağlıklı sınırların evde deneyimlenmemesi, okula başlayan çocukların okula alışmakta ve kurallara uymakta zorluk yaşamasına da neden olabiliyor. Ev içerisinde tutarlı olmayan sınırlar ve kurallar nedeniyle öz denetim becerisini geliştiremeyen çocuklar okulda öğretmenlerin ve sınıfın kurallarına karşı çıkabiliyorlar. Sonraki yıllarda otoriteyle yaşanan zorluklar, engellenmeye tahammülsüzlük, duyguları düzenlemekte zorlanma gibi etkileri olabiliyor. Bu nedenle çocukların bu beceriyi geliştirmelerine destek olmak için dış dünyadan önce ev içerisinde kurallar ve sınırları oluşturmak önemlidir.

Ev içerisinde kurallar ve sınırları oluşturmanın ilk adımı çocukların yaş ve gelişimlerine uygun olan beklentileri belirlemek olabilir. 2 yaşındaki bir çocuk için olan kurallar, 9 yaşındaki bir çocuk için geçerli olmayabilir. O nedenle önce ebeveynler olarak ortak bir şekilde çocuğunuzdan beklentinizi belirleyip, yaş ve gelişimsel dönemine uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz. Bu adımda ebeveynler ya da bakım verenler olarak aynı fikirde olmak ve aynı uygulamayı devam ettirmek önemlidir. Bir ebeveynin koyduğu sınırı, diğer ebeveyn kabul etmiyorsa oluşan tutarsızlık nedeniyle çocuğun bu sınıra uyma ihtimali azalır. Uygun beklenti ve kuralları oluşturup, hemfikir olunduktan sonra bir aile toplantısı ile evdeki herkesin bu beklenti ve kurallardan haberdar olması sağlanmalıdır. Oluşturulan beklenti ve sınırların ne çok katı ne de aşırı özgür olmamasına, zaman zaman şartları gözeterek düzenlenmesine de alan açılmalıdır. Bununla birlikte benzer durumlar ve süreçlerde olabildiğince sınırlar sabit tutulmalı ve değiştirilmemelidir.

Daha önce bu önerileri denemiş ama bir türlü devam ettirememiş de olabilirsiniz. Eğer bunu yaşıyorsanız önce bir kural ya da sınır koyduğunuzda sizde neler oluyor diye bakmak yararlı olabilir. Bizler de bir zamanlar çocuktuk ve bizim için sınırlar konulmuştu, peki sizin için bu sınırlar nasıldı, sizin bu sınırlara karşı tepkilerinize tahammül ediliyor muydu? Peki siz sınır koyduğunuzda ve çocuğunuz tepki gösterdiğinde nasıl hissediyorsunuz? Sınır koyduğunuzda ya da çocuğunuz bu sınırlara tepki gösterdiğinde içinizde oluşan o tepki gerçekten o ana mı ait yoksa geçmişten gelen bir yaradan mı kaynaklanıyor? Verdiğiniz tepki otomatik olarak çıkıp, ruh halinize göre değişiyorsa, sonrasında neden böyle olduğunu anlamıyorsanız durmanız gerekiyor olabilir. Bu farkındalıkla daha bilinçli hareket edebilirsiniz. Bir sonraki denemenizde bu tepkiler çıktığında derin bir nefes alıp, sakinleşmek için mola verebilirsiniz. Sakinleştikten sonra duyarlı ve çözüm odaklı bir şekilde ilerleyebilirsiniz.

Sonuç olarak sınırların ve kuralların amacı kısa vade için çocuğunuzu doğru davranışa yöneltmek, uzun vade için ise zor durumlar, engellemeler ve duygusal iniş çıkışlarla baş edebilme kapasitelerini öğrenmelerine destek olmaktır. Bu sayede çocuklar sorumluluğunu bilen, kendilerini ve duygularını kontrol edebilen yetişkinler olabilirler. Bu sürece destek olmak kimi zaman ebeveynler için zor olabilir, bunun farkında olarak hem kendiniz hem de çocuğunuz için büyük bir adım atmış olursunuz.

Şimdi Bilgi Al