Ergenlik döneminde iletişim ve sağlıklı ilişkiler nasıl sağlanır?
Ergenlik dönemi
Ergenlik, her bireyin yaşadığı 12-18 yaş aralığında gerçekleşen gelişim dönemlerinden biridir. Ergenlik dönemindeki bireylerde birçok değişim meydana gelir. Bu değişimler fiziksel ve psikososyal düzeyde olur. Bu yönüyle ergenliği, bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olarak da tanımlayabiliriz.
Ergenlik bir geçiş dönemi olarak tanımlanıyor olsa da, ergenliği sadece bir geçiş dönemi olarak tanımlamak bazen dönemi anlamaktan uzaklaştırabilir. Aslında ergenlik dönemi birey için bir dönüşüm sürecidir. Bu süreçte ergen ne çocuktur, ne de yetişkindir. Bu yönüyle ergenlik birçok yönden farklılaşmak anlamına gelir.
Bir dönüşüm süreci olarak ergenliği ele aldığımızda; ergenden beklenen bu sürecin sonunda maddi, psikolojik ve fiziksel olarak kendine yetebilen, kendiyle ilgili olumlu bir imgeye sahip, uyumlu, her alanda kendine yatırım yapabilen sağlıklı bir yetişkin olabilmesidir. Ergen bu dönemde bir geçitten geçer. Çoğu ergen bu geçitten geçerken kırılmadan geçebilir, fakat yine de bazen zorlanabilir. Bu dönemin en önemli meselesi, bir kimlik inşa etmek ve bu kimliği etrafındakilere de tanıtmaktır.
Ergenlik döneminde beden büyük bir değişime uğrar. Ergenin bedeni, yetişkin bedenine yaklaşmaya başlar. Bir anda büyüme gerçekleşir ve bu büyüme ergenin beklemediği şekilde olabilir. Beden değişime uğrarken aynı zamanda, bir yandan değişen ergenin psikolojik durumudur. Ergenin duygularının yoğunluğu, duyguyu yaşama şekli ve ifade şekli değişmeye başlar. Kendisiyle ilgili bir imge belirmeye başlar. Bedensel ve psikolojik alanda bu değişimler olurken, diğer yandan beyinde de değişimler olur. İnsan beyni üç ana bölümden oluşmaktadır. Bu üç bölümden ilki, arka beyin dediğimiz ve temel işlevlerden sorumlu Beyin Sapı’dır. Bu beyin bölgesi yenidoğandan itibaren gelişir. İkinci beyin bölgesi, orta beyin de dediğimiz Limbik Sistem’dir. Bu beyin bölgesi; duygulardan sorumlu, haz ve ödül merkezidir. Ayrıca bizi tehlikelerden koruyan savaş-kaç mekanizması da burada yer alır. Ergenlik döneminde genellikle bu beyin bölgesi baskındır. Son beyin bölgesi, ön beyin dediğimiz Neokorteks’tir. Bu beyin bölgesi; üst bilişsel işlevler olan, planlama, organizasyon, problem çözme ve neden- sonuç ilişkisinden sorumludur. Yetişkinlik döneminde bu beyin bölgesi ön plandadır. Ergenlik döneminde orta beyin bölgesinin baskın olmasından dolayı ergenler genellikle “duygusal” ya da “sonunu düşünmeden” tepkiler vermeye meyilli olabilirler.
Ergenlik, anne-babaların çocukluk döneminden farklı tepkilerle sık sık karşılaştığı bir dönemdir. Bu tepkiler, zaman zaman aile için zorlayıcı olabilir. Ergenin akranlarını öncelemesi, ailesine karşı daha az şefkat göstermesi, cinsellikle ilgili merakların artması, ben-merkezci hareket etme ve arkadaş gruplarının oluşması gibi konular bu dönemde ebeveyn ile ergen arasında sık sık karşılaşılan zorlayıcı başlıklardır.
Bunun yanında ergenliğin en önemli meselesi ebeveynden ayrışma olduğu için ortaya çatışmalar çıkmaktadır. Birçok ergen ailesi için çatışma yaşamak endişe verici olabilir. Çatışma, ayrışmanın bir gereğidir. Ergen karşıtlık davranışları ile kendini ötekinin karşısında konumlandırmaya başlar ve bu yolla çatıştığı kişiyle ilişki kurar. Bu bir yandan bağ kurmanın bir yoludur ve böylece ergen kendini keşfeder. Özellikle çocukluk döneminde ebeveyn ile sağlıklı sınırlar eşliğinde kurulmuş bir ilişkiye sahip olan ergen, daha az çatışma yoluyla kendi sınırlarını oluşturabilmeyi başarabilir. Ancak ebeveyniyle ilişkisinde sınırların sert ve aşılmaz olduğu ya da sınırların hiç olmadığı ilişkilerde ergen kendini daha az güvende hisseder. Böyle durumlarda “kışkırtıcı” davranışlar ile çatışma yaratılır ve ergen ilişkiyi yeniden kurmaya çalışır. Bu yönüyle de çatışma hem yaklaştıran hem de uzaklaştıran bir yerde yer alır.
Ergenlerle iletişim ve sağlıklı ilişkiler
İletişim TDK tarafından “bilginin, duyguların ya da düşüncelerin farklı yollar kullanılarak diğer kişilere bildirilmesi” olarak tanımlanır. Bir kişiyle iletişime geçtiğimizde sözel olan ve olmayan teknikleri kullanarak karşımızdakiyle anlaşmaya başlarız. Bu yoluyla aslında iletişim bir karşılıklı konuşma sanatıdır. Bir iletişim gerçekleştiğinde hem dinleyen hem anlatan konumundayızdır. İletişim bize kolay gibi görünebilir ama çoğu zaman zordur.
Ergenlerle iletişim
Özellikle ergenlik döneminde iletişim, her iki taraf için de zorlayıcı olabilir. Bundan dolayı bir ergenle iletişime girerken mutlaka içinde barınması gereken bazı dinamikler vardır. İlk olarak, ergenin mutlaka sınırlara ihtiyacı vardır. Sınırlar ergenin kendini güvende hissetmesine yardımcı olur. Aynı zamanda ergenin kendi alanına saygı duyulmasına ihtiyacı vardır. Bu alana saygı duyulması ergen için önemlidir. Özellikle ebeveynlerin olmasından çekindiği diğer bir konu olan çatışmanın ortaya çıkmasına izin vermek ve daha sonrasında çatışmanın düzenlenmesini sağlamak yine iletişimin içinde olmazsa olmazlardır. Son olarak, bazen ergenlik döneminde ergen ile ebeveyn arasındaki paylaşım azalır. Bu paylaşım alanlarını arttırmak da ergen ile güçlü bir iletişim kurmayı sağlayabilir. Böylece ergen ile ebeveynin iletişiminde paylaşımı arttırmak çatışmaların azalmasına da yardımcı olabilir.
İletişim, hem dinleyenin hem anlatanın olduğu bir durumdur. Bu yönden çocuğu dinleyebilme becerisine sahip olmak önemlidir. Dinlemek zaman zaman ebeveyn için zorlayıcı olabilir. Ergen ile iletişime geçildiğinde ebeveyn tetiklenebilir ve bu da zihnin otomatik pilot dediğimiz moda geçmesine neden olabilir.
Peki otomatik pilot nedir? Bedenimiz her zaman şimdiki andadır, ama zihnimiz geçmiş, gelecek ve şimdi arasında gezer. Bazen bir kitabı okuruz ve sayfada ne yazdığını hatırlamayız ya da bir sokaktan geçerken nereden geçtiğimizi fark etmeyebiliriz. İşte böyle durumlarda zihin farklı yerlerde dolaşıyordur. Bu duruma “otomatik pilot” denir. Zihnin normal hali böyledir ve fark edip ana getirmek önemlidir. Ergen ile iletişime geçtiğinizde bazı konuları konuşmak sizin için farklı duygu ve düşünceleri tetikleyebilir. Bu durum çocuğunuzu dinlemenin önünde engel olabilir. Böyle durumlarda otomatik pilota geçtiğinizi fark edip kendinizi ana getirmek size yardımcı olabilir.
Çocuğunuzu dinlemek
İletişim kurarken en sık yapılan hatalardan biri, dinlemeyi aktif olarak yapamamaktır. Özellikle çocuklarla iletişime geçildiğinde hem otomatik pilot moduna geçilmesi hem de didaktik bir şekilde dinleme yapmak iletişimi zorlaştırabilir. Bu yüzden dinleme sırasında bazı noktalara dikkat etmek önemlidir. Bu noktalar; çocuğunuzu dinlerken anlattığı şeyi ciddiyetle dinlemek, dinlerken saygı göstermek, önceden zihninizde oluşan cevapları değil o an çocuğun ihtiyacı neyse ona göre cevaplar vermek, söylediklerinizin onda ne hissettirdiğini tartmak ve duymaktan hoşnut olmayacağınız şeyleri de dinlemek olabilir.
Ayrıca iletişim esnasında bedeninizi çocuğunuza doğru yöneltmek, göz teması kurmak, sesinizin tınısını konuya göre ayarlamak ve kendi duygu düşüncelerinizin farkında olmak çocuğunuza sizin tarafından dinlenildiği mesajını verir.
Ebeveyn olarak kendi duygu ve düşünceleriniz
Ergen ebeveyni olmak, ergenin geçirdiği dönüşümlerden dolayı ebeveynler için de bir dönüşüm sürecidir. Bu dönemde ebeveynler duygusal anlamda tetiklenebilmektedirler. Bu durum karşısında ebeveynler baş edemeyebilirler. Ama aynı zamanda bu dönem ebeveynin kendini geliştirmesi için bir fırsattır. Ergen çocuğunuzla iletişim tıkandığında, çatışmalar arttığında bazı duygular ortaya çıkar. Bu duygular aynı “duygusal bir hız treninde” olmaya benzerler. Onların orada olmasına izin vermek ya da onlarla kalmak ebeveynler için zordur. Bundan dolayı ebeveyn iletişim sırasında çocuğuna karşı esasında hiç arzu etmediği tepkileri verebilir. Bu tepkiler ergen ile yaşanan durumu bir kısır döngüye dönüştürebilir. Ebeveynler için bu duyguları bastırmak veya onlardan kaçmak yerine zaman zaman onlara daha yakından bakmak tepkilerin düzenlenmesinde yardımcı olabilir.
Ergenlerle iletişimde kriz anları
Kriz anları iletişimin en zorlandığı anlardır. Bu anlar genelde bir çatışmayla ortaya çıkar. Ebeveynin duygu ve düşüncelerinin tetiklenmesiyle kriz anları bazen çığırından çıkabilir. Bir kriz anındayken bilinmesi gereken en önemli şey insan olarak hepimizin HAYATTA KALMA MODUNA geçmesidir. Beynimizin orta beyin bölümünde “savaş-kaç” dediğimiz bir mekanizma bulunur. Bu mekanizma, bizi hayatta tutmak ve korumak için vardır, bundan dolayı bu mekanizma çalıştığında insanda hayatta kalma modu harekete geçer. Bir çatışma anında, ortaya çıkan kriz ergenin bu mekanizmasını çalıştırır ve hayatta kalma moduna geçen ergen öfkeyle tepki verir. Bu tepki sonrası ebeveyninde hayatta kalma modu açılır ve o da aynı şekilde tepki vermeye başlar. Bu da krizin büyümesine sebep olabilir. Bunun yerine hayatta kalma modunu fark etmek ve bu modla tepki vermek yerine kendinizi yatıştırıcı sisteme geçirmek çocuğunuzla olan iletişiminizi düzenlemeye yardımcı olur. Böyle anlarda eylemsiz kalmak ve sabırlı olmak her iki tarafında yatışması için gereklidir ve krize dönüşen olaya yeni gözlerle bakılmasına yardımcı olur.
Ergenlerle sağlıklı bir ilişki kurmak için neye ihtiyacınız var?
Ergenlikle birlikte aile ile olan ilişkilerde değişimler olmaya başlar. Çocukluk döneminde aile içerisinde sağlıklı bir iletişim söz konusuysa, bu ergenliğe de aktarılır. Çünkü ilişkiler doğaları bakımından istikrarlıdırlar. İlişkinin içeriğinde ve biçiminde birtakım değişimler meydana gelse de işlevselliği açısından bir farklılık olmayacaktır. Çocukluk döneminde çocuğuyla daha duyarlı ve daha hassas iletişime sahip aileler, ergenlik döneminde daha geçici ve kısa süreli zorluklarla karşılaşabilir.
Buna göre, bir ebeveyn-ergen ilişkisinin sağlıklı olduğu nelere bağlı olabilir? İlk olarak, ilişkisel bir mesafenin ve sınırların bulunması önemlidir. Olumlu alanın ve aktivitenin fazlalığı, çatışmanın azlığı yine ilişkinin sağlıklı olduğunun bir göstergesidir. Aynı zamanda ilişki içerisinde yaşanan değişen iklime adapte olabilmek de önemlidir. Mesela; bir konuda sınır koyarken net bir ses tonuyla konuşmak ama eğlenceli bir aktivite hakkında konuşurken neşeli bir ses tonuna geçiş yapabilmek değişime adapte olduğunuzun bir göstergesi olabilir. Son olarak, ebeveynin davranışsal ve duygusal esnekliğe sahip olması, ergene de bu konuda bir fikir tanır ve onun da bu esnekliğe sahip olmasına yardımcı olur.
Sağlıklı bir ilişki nasıl sağlanır?
Sağlıklı bir ilişkinin içerisinde birçok dinamik bulunur. Yine de bu konuda yapabileceğiniz birkaç strateji vardır. Bunlar; ergen ile özel anlar yaratmak, her iki tarafında olumlu ya da olumsuz tüm duygularını kabul etmek, fiziksel temasta bulunmak (özellikle sarılmak), bir sorun olduğunda arayı düzelten ilk kişinin ebeveyn olması, çatışmalardan sonra sarsılan güveni kazanmasına izin vermek, sert konuşmalardan şefkatli konuşmalara geçiş yapmak, koşulsuz sevgiyi dile getirmek ve ergenden öğrenmeyi de geliştirmektir. Bu stratejiler ilişkiyi düzenlemenize ve daha sağlıklı hale getirmenize yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, ergenlik dönemi ergen için bir öğrenme ve gelişim- dönüşüm süreci olduğu kadarıyla, ebeveynler için de öyledir. Bu dönüşüme fırsat vermek, ergenin sınırlar içinde kendini keşfetmesine yardımcı olur ve kendini inşa etmesini sağlar. Aynı zamanda ebeveyn için de bir beceri öğrenimidir.
Kaynaklar
Akçan Parlaz, E., Tekgül, N., Karademirci, E., Öngel, K. (2012). Ergenlik Dönemi: Fiziksel Büyüme, Psikolojik ve Sosyal Gelişim Süreci. The Journal of Family Physician, 3(4): 10-16.
Branje, S. (2018). Development of Parent-Adolescent Relationships: Conflict Interactions as a Mechanism of Change. Child Development Perspectives, 12, 171-176. https://doi.org/10.1111/cdep.12278
Jeammet, Philippe. ERGENLİK: Anne Babalar ve Uzmanlar İçin Nirengi Noktalar, Bağlam Yayınları, 2022.
Parman, Talat. Ergenlik ya da Merhaba Hüzün, Yapı Kredi Yayınları, 2024.
Snel, Eline. Ergenlik Döneminde Farkındalık: Çocuğunuzu Sıkmadan Onun Yanında Olmak, Pegasus Yayınları, 2020.
Siegel, Daniel J. Ergen Beyin Rehberi, Tuti Kitap, 2019.
Zurita Ona, Patricia E. Bir Ergenin Ebeveyni Olmak, Litera Yayıncılık, 2024.
ERGENLIK DÖNEMINDE ILETIŞIM VE SAĞLIKLI ILIŞKILER NASIL SAĞLANIR? 1